İnsanlara sağlıklı ve genç bir görünüm vadeden “kolajen” gıda takviyesi, dünya genelinde yeni bir güzellik trendi haline geldi. Peki, kolajen gerçekten bir gençlik pınarı mı, yoksa sağlık endüstrisinin abartılı bir pazarlama taktiği mi? Ben Tomris Canbay, sizlere bu yazıda “Kolajen Takviyeleri: Gençlik İksiri mi?” adlı konudan bahsedeceğim.
Kolajen Nedir?
Kolajen, vücudumuzda en bol bulunan protein türlerinden biridir. Cildin elastikiyetini korumasından saçların güçlü olmasına, eklem sağlığından bağışıklık sisteminin desteklenmesine kadar birçok hayati fonksiyonda rol oynar. Genç yaşlarda vücut tarafından doğal olarak üretilen kolajen, yaş ilerledikçe üretimi azalır ve bu durum ciltte sarkma, kırışıklıklar ve saç dökülmesi gibi sorunlara yol açabilir.
Hangi Besinlerde Bulunur?
Kolajen genellikle hayvansal kaynaklardan elde edilir. Tavuk, balık, yumurta, sığır eti ve ilikli kemik suları gibi besinler kolajen açısından zengindir.
Önemli bir nokta ise vücudun kolajeni sadece besinlerden elde etmemesi, aynı zamanda kendi içsel üretimini de sağlamasıdır. Ancak, sağlıklı bir diyetle vücuda yeterli miktarda kolajen sağlamak, genel cilt sağlığı ve bağ dokularının desteklenmesi açısından büyük önem taşır.
Kolajen Kullanmadan Önce Bilmeniz Gerekenler
Kolajen, vücudun doğal olarak ürettiği bir proteindir ve vücuttaki tüm proteinlerin yaklaşık üçte birini oluşturur. Sağlıklı eklemler için çok önemlidir ve kırışıklıkları azaltarak cildin elastikiyetini korur. Bu nedenle kolajen takviyeleri oldukça popülerdir. Ancak kolajen takviyesi alırken, güvenilir ve bilinen markaları tercih etmek büyük önem taşır.
“Kolajen” kelimesi, Yunanca’da “yapıştırıcı” anlamına gelen “kólla” kelimesinden türetilmiştir. Kolajenin güçlü lifleri, vücuttaki kas, kemik, tendon, bağ, organ ve cilt gibi dokuları bir arada tutan yapıştırıcı görevi görür. İnsan vücudunda farklı görevleri olan 16 tür kolajen proteini bulunur, bunların çoğu Tip I, II ve III’tür. Tip I, deri, kemikler, tendonlar ve bağları oluşturur. Tip II, kemikler arasındaki esnek doku olan kıkırdakları, kulakları ve burnu oluşturur. Tip III ise kaslar ve kan damarlarının oluşumunda rol oynar.
Yaş ilerledikçe vücut daha az kolajen üretir. Güneş ışığı, şeker ve sigara da kolajen seviyesini düşürür. Sigara dumanında bulunan kimyasallar kolajene ciddi zararlar vererek cildin erken yaşta sarkmasına ve kırışmasına neden olabilir. Şeker, kolajen liflerinin çapraz bağlanmasına sebep olarak cildin elastikiyetini azaltabilir. Vücutta anlık olarak üretilen kolajen miktarı tam olarak bilinmese de, azalmış kolajen üretimi eklem ağrıları, sert tendonlar ve bağlar gibi belirtilerle anlaşılabilir. Üretim azaldıkça kaslar zayıflar ve cilt incelir. Kolajen takviyeleri bu semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, takviye kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmalısınız.
Doğal Kolajen Kaynakları
Sağlıklı besinler, vücudun kolajen üretimine yardımcı olur. Vücut, gıdalarda bulunan proteinlerin yapı taşları olan amino asitleri birleştirerek doğal olarak kolajen üretir. Bunun için, glisin ve prolin adı verilen amino asitler bir araya gelir. Ayrıca, vücudun kolajen üretimi için ihtiyaç duyduğu bazı mineraller de vardır.
- Prolin: Yumurta beyazı, süt ürünleri, lahana, mantar ve kuşkonmazda bulunur.
- Glisin: Tavuk derisi, jelatin ve protein açısından zengin diğer yiyeceklerde bulunur.
- Çinko: Sığır eti, kuzu eti, domuz eti, kabuklu deniz ürünleri, nohut, mercimek, fasulye, süt, peynir ve çeşitli kuruyemiş ve tohumlarda bulunur.
- Bakır: Sakatat, kakao tozu, kaju, susam ve mercimekte bulunur.
Kemik Suyu
Kolajen üretimine yardımcı olan proteinler için faydalı kaynaklar arasında tavuk, kırmızı et ve kemik suyu bulunur. Marketlerden kemik suyu satın alabilir veya evde kendiniz yapabilirsiniz.
Doğal Kolajen Kaynağı Vitaminler
C vitamini, vücudun kolajen öncüsü olan pro-kolajen üretiminde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, yeterli miktarda C vitamini almak çok önemlidir. Greyfurt, portakal, limon ve misket limonu gibi turunçgiller C vitamini bakımından oldukça zengindir. Bu meyveleri suyunu sıkıp içmek yerine lifleriyle birlikte tüketmek daha faydalıdır.
İlginizi Çekebilir;
Bağışıklık Sistemi İçin En İyi Vitaminler ve Mineraller
Kolajen Seviyesi Nasıl Korunur?
Kolajen miktarı yaşla birlikte azalsa da sağlıklı bir yaşam tarzı bu konuda da büyük önem taşır. Peki, vücuttaki mevcut kolajen seviyesini korumak için neler yapılabilir? Doç. Dr. Tanoğlu bu soruya şöyle yanıt veriyor:
“Özellikle C ve D vitamini ile antioksidan özellikli E vitaminini bol miktarda içeren sebze ve meyveler tüketmek çok önemlidir. Sigara içmek kolajenin yapısını bozar ve bu nedenle ciltte kırışıklıklara neden olur. Sigara kolajenin yapısını bozduğu için kesinlikle uzak durmak gerekir. İşlenmiş gıdalar da birçok sağlığa zararlı madde içerir, bu yüzden bu tür gıdalardan ciddi şekilde kaçınmak gerekir. Güneşten faydalanmak önemlidir, ancak uzun süre güneş altında kalmak kolajen yapısını bozabileceği için belirli düzeyde ve saatlerde güneşte kalmak daha uygundur.”
Bu yazıda sizlere Kolajen Takviyeleri: Gençlik İksiri mi? adlı konudan bahsettim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
İlginizi Çekebilir;
Günlük Kalori İhtiyacınızı Nasıl Hesaplayabilirsiniz?